Diyetisyenler sürdürülebilir beslenmeyi konuştu

Diyetisyenler sürdürülebilir beslenmeyi konuştu

Sürdürülebilir beslenmenin önemine dikkat çeken Uzm. Diyetisyen Dilara Koçak, "Sürdürebilir beslenme adil, ekonomik, herkes için ulaşılabilir, gıda güvencesine...

A+A-

Sürdürülebilir beslenmenin önemine dikkat çeken Uzm. Diyetisyen Dilara Koçak, "Sürdürebilir beslenme adil, ekonomik, herkes için ulaşılabilir, gıda güvencesine katkı sağlayan ve nesillerin devamı için olması gereken yaşam biçimidir" dedi.

Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ve Uzm. Diyetisyen Dilara Koçak Kocaeli'nde buluştu. Sürdürülebilir beslenme ve arıların ekolojik dengeye sunduğu katkının konuşulduğu toplantıda plastik kullanımının azaltılması gerektiğine de dikkat çekildi.

"Tabağımıza ihtiyacımız kadar besin almalıyız"

Birey beslenmesinin yanı sıra çevre bilincinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Uzm. Diyetisyen Dilara Koçak, "Yıllardır birey beslenmesi üzerine çalışıyorum ve bireylerin sağlıklı, dengeli, yeterli beslenmeleri için diyet listeleri planlıyorum. Artık bunun yanında gezegeni beslemek, havayı, suyu, toprağı beslemekte oldukça önem taşıyor ve çalışmalarımı bu alanlara da yoğunlaştırıyorum. Hem insan hem de gezegen sağlığı için sürdürülebilir beslenmeyi önemsiyorum. Gıda ve Tarım Örgütü FAO'ya göre; sürdürülebilir beslenme, besleyici olduğu kadar güvenli, sağlıklı ve düşük çevresel etkiye sahip olmalıdır. Bu beslenme şekli kültürel olarak kabul edilebilir, adil, ekonomik, herkes için ulaşılabilir, gıda güvencesine katkı sağlayan ve nesillerin devamı için olması gereken yaşam biçimidir. Örnek verecek olursam; kırmızı et üretimi, yenilebilir birim protein başına, kuru baklagillere göre 20 kat daha fazla toprak kullanımı gerektiriyor ve 20 kat daha fazla sera gazı emisyonuna neden oluyor. 2009 yılı itibariyle sağlıklı bir yetişkinin tüketmesi gereken günlük 56 gram protein sınırı aşıldı ve dünya ortalaması 68 grama ulaştı. Peki bizler ne yapmalıyız? Besin çeşitliliğini arttırmalı, yeterli ve dengeli beslenmeli, tabağımıza ihtiyacımız kadar besin almalı, özellikle kırmızı et ve işlenmiş et tüketiminizi azaltmalı, bitkisel protein kaynaklarına yönelmeli, meyve ve sebze tüketiminizi artırmalı ve çevre dostu besinler seçerek, gıda israfını azaltmayı hedeflemeliyiz" dedi.

"Her hafta 1 kredi kartı büyüklüğünde plastik yiyoruz"

Tek kullanımlık plastik kullanımının azaltılması gerektiğinin altını çizen Uzm. Diyetisyen Dilara Koçak, "Haftada yaklaşık bir kredi kartı büyüklüğünde plastik tükettiğinizi biliyor muydunuz? Evet, yanlış duymadınız. Plastik yiyoruz! Hatta bu plastik sadece insan sağlığını bozmuyor. Gezegenimizi da tahrip ediyor. WWF verilerine göre, dünyada her yıl 12 milyon ton plastik atık denizlere karışıyor. Ne yazık ki o bölgede yaşayan 134 tür deniz canlısı da bunları tüketiyor. Aslında çözümü bizim elimizde, tek kullanımlık plastikleri azaltmak, onların yerine tekrar kullanılabilir şişelerden satın almak çevreye verdiğimiz zararı minimuma indirmeye yardımcı olacak. Buna "Dur" demekse bizim elimizde" diye ekledi.

"Sürdürülebilir gıda üretimi için arıları korumalıyız"

BEE'O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine baktığımızda, dünya nüfusunun yüzde 90'ının beslendiği 100 ürünün arılar tarafından tozlaştırıldığını görüyoruz. Örnek verecek olursak; buğdayın yüzde 100'ü, elmanın, brokolinin, soğanın, ayçiçeğinin yüzde 90'ı pamuğun yüzde 80'i ve kayısının yüzde 56'sı arıların yaptığı tozlaşma ile sağlanmaktadır. Besin zincirinde bu kadar etkin rol alan bu değerli canlılara gözümüz gibi bakmalıyız. İklim krizi, kentleşme, tarım ilaçları gibi birçok faktörün sebep olduğu doğa tahribatının önüne geçmezsek yok olmaya devam edeceğiz. Einstein'ın da dediği gibi "Arı yoksa yaşam da yok" Ekosistemin devamlılığı ve arıların neslinin tükenmesinin önüne geçmek adına endüstrileşmede kontrollü ilerleme düşünülmeli. Aksi takdirde doğa felaketleri yaşanmaya ve ekolojik denge bozulmaya devam edecek" dedi.

Atıkları vücuttan uzaklaştıran antioksidan görevi görüyor

Propolis başta olmak üzere tüm arı ürünlerinin antioksidanlar açısından oldukça zengin olduğunu ve insan sağlığı için büyük önem taşıdığını belirten Samancı, "Vücutta her gün hücre atıkları oluşur ve bu atıkları vücuttan uzaklaştıracak olan ise antioksidanlardır. Doğada bilinen en güçlü antioksidan gıda ise propolistir. Güçlü bir bağışıklık için hem çocukların hem de yetişkinlerin saf Anadolu Propolisi içeren bir özütten düzenli olarak tüketmeleri tavsiye edilmektedir" dedi.

Bu haber toplam 405 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.